Kış Kaçkar Tırmanışı

Bin yılın SON Kaçkar tırmanışı… 28 Aralık 1999-01 Ocak 2000

EKİP: Ersan BAŞAR, Raif KANDEMİR, Yenal EGE, Yıldırım SEÇMEN, Aynur ALTUN, Ali Kemal KEPENEK, Okyar ALAT, Polat DEDE

ROTA: Büyük Buzul’ dan Güney Klasik

Her zamanki gibi kolda toplanmıştık. Zirvelerin en sıkılarını hep burada yaparız. Plan Kış Kaçkar, yılın ilk güneşini zirvede karşılamak. Tam anlamıyla kolda zirveyi yapıyoruz. Çıkışta herkes zirve sarhoşluğunun verdiği mutlu bir tebessümle koldan ayrılıyor. Kaçkar’ a gitmemize iki gün kala hastalanıyorum. Ersan (Başar) hocayla telefon bağlantısı kuruyorum, o da hasta evde yatıyormuş. İyi bir başlangıç yapamadık. Ekibin geri kalanı Zigana’da yeni çocuklara Gelişim Kış Eğitimi veriyor.

28 Aralık sabahı saat 07:30 da kolda son hazırlıkları yapıyoruz. Hazırlıklar bitince son slaytımızı çekiyor, bütün heyecanımızı da sırtlanıp sahil yoluna iniyoruz. Artvin otobüsü 10 dakika sonra geliyor. Nergiz bizi uğurlamaya gelmiş. Nergiz’ e sıkıca sarılıp onun sevgisinin de gücüyle otobüse biniyorum. Rize / Pazardayız, daha önce görüştüğümüz Osman bizi karşılıyor. Çantaları minibüs’ e yükleyip son eksikleri almaya gidiyoruz. İşimiz bitti, artık minibüsteyiz. Sıcak pidelerimizin yanında peynir ve domates yiyerek yol alıyoruz. Bir süre sonra araba keyfimiz sona eriyor ve bundan sonrasını ayaklarımıza bırakıyoruz. Kardelen pansiyona vardığımızda Uğur’ un verdiği çayı da içip 14:45 de Aşağı Kavron’ a ulaşmak üzere hareket ediyoruz. Her zamanki gibi aynı şarkıyı mırıldanarak yol alıyoruz; yine düştük yollara yollara…

Tempomuz iyi 19:00 da Aşağı Kavron’ a varıyoruz. Her zaman kaldığımız evi açarak içeri giriyoruz. Şömineyi yakıp bir şeyler yiyoruz. Fakat şömine keyfimiz kısa sürüyor, rüzgarın şiddetiyle bütün duman evin içine doluyor. Keyfimiz kaçıyor, hepimiz ağlıyoruz.Şömineye çözüm bulup yatma pozisyonu alıyoruz. Yıldırım, Polat ve ben yerde yatıyoruz, Okyar ise divanda yatıyor. Ekibin geri kalanı da yan odada. Rüzgar çok şiddetli esiyor, çatı sanki üstümüze yıkılacak gibi. Artık gözlerim kapanıyor, derken üstüme bir kütle düşüyor. Okyar’la birlikte bağırmaya başlıyoruz. Korktuğum başıma geldi, derin derin nefes alıyorum, Okyar üstümde şoktayız ikimizde gülmeye başlıyoruz. Okyar rüyasında üstünde fare dolaştığını görmüş ve aşağı atmış kendini, çok gülüyoruz çok.

Sabah kalkıp son hazırlıkları yapıyoruz ve saat 05:00 de hareket ediyoruz. Bugün, 29 Aralık sabahı tempomuz çok iyi, sırayla 15′ er dakika iz açarak yol alıyoruz. Ve o muhteşem Kaçkar büyük ve küçük buzuluyla karşımızda. Hiçbir güzelliğini esirgemeden bizi kendine aşık ediyor. Kaçkar’ın güzelliği karşısında büyüleniyoruz. Her zaman buraya yakın hissettim ken dimi, hep aramızda gizli bir şeyler oldu ama kışın çok daha güzelsin, çok daha heyecan vericisin izin verirsen zirvende seninle fotoğraf çekilmek isterim. 8 saat sonunda Öküz yatağına varıyoruz ve zaman kaybetmeden kampı kuracağımız yerdeki karları ezip çadırları kuruyoruz. Sağlam kar duvarlarını da yaptıktan sonra çadırlarımıza çekilip çaylarımızı yudumlayarak Kaçkar’ ı izliyoruz.

Yılın son günlerini yaşıyoruz. Bugün 30 Aralık. Sabah saat 07:00 da yola çıkıyoruz. Buzul’ un dibinde kramponları takıp yola devam ediyoruz. 3500 m. yarığını da emniyetli geçtikten sonra geçide ulaşıyoruz. Planladığımız gibi bu gece burada kalıp yarın zirve denemesi yapacağız. Herşey çok iyi gidiyor. Yorucu çadır yerini hazırlayıp çadırlarımıza doluşuyoruz. İki çadır çıkardık ve 4′ er kişi kalacağız. Yemek yedikten sonra herkes kendi hayal dünyasında uykuya dalıyor. Ve bugün, yılın son gününde 31 Aralık sabahında saat 03:30 da uyanıyoruz. Artık zirveye çok yakınız. 04:30 da çadırdan dışarı atıyoruz kendimizi. Hava çok soğuk, gece karanlığında yol alıyoruz. Geçitten güneye vardığımızda o ürkütücü çığ parkuru karşımızdaydı. Mesafeli geçiş yaptıktan sonra herkes derin bir nefes aldı. Güney klasik rotasında yola devam ettik, son bin yılın güneşi içimizi ısıtmaya başladı. Zirve sırtına vardığımızda deli gibi rüzgar esiyordu.Soğuktan zirve defterine ne yazdığımı hatırlamıyorum bile. K. T. Ü. bayrağıyla fotoğraf çekildikten sonra bu güzelliğe doyamadan geri dönüş için yola koyulduk. Çığ parkurunu daha hızlı ve mesafeli geçerek geçide vardık. Çadırları sökerek Öküz yatağına vardığımızda saat 12:00 di. Yıldırımın yaptığı makarnayı yiyip, o güzel çayı keyifle içtikten sonra Aşağı Kavron’ a doğru yola koyulduk. Kar şaşırtıcı derecede sertti.Bu yüzden iyi yol aldık. Yorgunluktan dolayı Yukarı Kavron’da Ali Şahin’ in yayla evinde gecelemek için eve girdik. Kuzineyi yakıp yemek yaptık. Kuzinenin sıcaklığıyla iyice uyku bastırdı. Ama biz ısrarla uyumayıp saat 24:00 ü bekleyecektik. Ama artık dayanılacak gibi değildi. Herkesin gözleri kapanıyordu. Saatimi 23:50 ye kurup uyumak üzere tulumlarımıza gömüldük. Saatimin sesiyle uyandım. 10- 9- 8… ve son diye bağırarak birbirimizi kutladık ve Yıldırımın yaptığı pudingi yedik. Kutladığım en kısa ve en güzel yılbaşı gecesiydi. Dayanamayıp 24:10 da tekrar uykuya daldık.

01 Ocak 2000, önümüzdeki bin yılın ilk gününde sabah erkenden yola çıkıp Kardelen pansiyona ulaştık. Raif (Kandemir) hoca minibüs ayarlamaya uğraşırken biz de kaplıcada yapacağımız hayalin içindeydik. Fakat Raif hoca’ nın baskısıyla 10 dakika sürdü bu keyif ve faaliyetlerimizin en sıkısını yaptığımız düşüncesiyle mutlu bir şekilde birbirimizi kucaklayarak ayrıldık.

Yazan: Ali Kemal KEPENEK

Bir cevap yazın