Kaçkar Dağı Küçük Buzul Rotası – 14.06.2012

Küçük Buzul…

Kaçkar Dağları Türkiye’nin kuzeydoğu ucunda Rize, Artvin ve Erzurum illeri sınırları içerisinde, en yüksek doruğu 3937 metreye ulaşan zirveleriyle adeta bir dağcılık ve doğa sporları cenneti…

Ne zaman Kaçkar’lara tırmanışa gitsem kamp alanı öküz çayırında o heybetli kütlesi ile Kaçkar Dağını seyrederken gözüm hep bu rotaya kayardı ve kim bilir kaç kere kamp alanında oturup yaslandığım kayadan gözüm ile tırmanmıştım bu rotayı. Kamp alanından rota üzerindeki bütün parkurları görebiliyor, tırmanış hattını çizebiliyordum ve Kaçkarlara bir sonraki tırmanışımı hep bu rotadan hayal ediyordum.
Kışı geride bırakırken Rize’de ki dostlarımızdan Yalçın ŞAHİN’den Kaçkarların giriş kapısı olan Ayder’in yukarı yaylarından Kavrun Yaylası’nın yolunun açıldığı bilgisini de alınca hemen büyük bir heyecanla tırmanış planlarını yapmaya başladım ve yıllardır kurduğum hayalimin peşine düştüm.

Küçük Buzul rotası 3937 metre yüksekliği ile Türkiyen’nin 4. Yüksek doruğu olan Kaçkar dağının teknik rotalarından biridir…

Rota belliydi, Türkiye’nin 4. Yüksek doruğu olan 3937 metre yüksekliği ile Kaçkar dağının en teknik rotası olan Küçük Buzul Rotası’ndan tırmanacaktık. Küçük Buzul rotası gerek eğimi ile gerekse de bu mevsimde rotanın büyük bir kısmının mix (kar-buz-kaya) tırmanış parkurları içermesi ile dağın en teknik bölümünü oluşturuyordu.

Yukarı Kavrun’da yayla evlerinde konaklama imkanı sunan pansiyonlar da doğa severlerin hizmetinde…

ŞAHİN Pansiyonda geçirdiğimiz güzel bir gecenin ardından dağda olmanın huzuruyla ertesi güne dinç bir şekilde uyandık ve Kavrun yaylasını ortasından bölen, dağlardan eriyip toplanan suların coşturduğu derenin kenarında yaptığımız kahvaltıdan sonra son hazırlıklarımızı yaparak 15 Haziran sabahı saat 09:00 civarında çantalarımızı sırtlanarak tırmanışımıza başladık.

Son hazırlıklarını tamamlayan ekibimiz Yukarı Kavrun yaylasından ayrılırken…
Kaçkar’ların muhteşem doğasında güzel havada başlanan tırmanışta ekibin ilk hedefi 2900 metredeki öküz çayırı..

Güzel bir havada başladığımız tırmanışta yaklaşık 3,5 saatlik yürüyüşün ardından Kaçkar dağının kuzey rotalarının ortak kamp alanı olan Öküz Çayırına yeni başlayan yağmurla birlikte vardık. Daha fazla ıslanmadan hızlıca kampımızı kurarak ertesi gün gerçekleştireceğimiz tırmanışın son hazırlıklarını tamamladık ve günü dinlenerek geçirdik.

Kaçkar Dağlarının kuzey rotalarının ortak kamp alanı olan Öküz çayırı sunduğu Kaçkar manzarası ile bizleri tekrar büyülüyor…

Mevsim sonu olmasından ötürü gerek buzul çatlaklarından korunmak gerekse de taş düşme riskini en aza indirmek için tırmanışımıza günün erken saatlerinde başlamayı planladık ve 16 Haziran Cumartesi sabahı sabah 04:00’da uyanarak yaptığımız kahvaltının ardından teknik malzemelerimizi kuşanarak 04:30’da daha gün ağarmamışken tırmanışımıza başladık.

Küçük Buzul Rotasının kampa alanından görünüşü…

Yaklaşık bir buçuk saatlik yürüyüşün ardından asıl rotamızın girişi olan Küçük buzulun altına varmıştık ve artık bundan sonra yer yer 60 dereceyi bulacak olan yaklaşık 1100 metrelik oldukça teknik kar,buz ve kayadan oluşan karışık tırmanış parkuru bizi bekliyordu. Son hazırlıklarımızı da tamamlayarak olası bir düşmede ekip güvenliğimizi arttırmak amacı ile ip birliğine de girerek 06:30 civarında teknik tırmanışımıza başladık.

Ekip Küçük Buzulun girişinde ip birliğinde yükselirken…

Hızlıca tırmandığımız yaklaşık 300 metrelik Küçük Buzul kütlesinin ardından kar-buz- kaya setlerinden oluşan tırmanış parkuruna girmiştik, artık elimizde kazmamız ayağımızda kramponlarımız ile birlikte oldukça dik bir eğimde tırmanışımızı sürdürüyorduk. Yükseldikçe fark ediyorduk ki rota oldukça farklı etaplar içeriyordu, yer yer kaya setlerini aşmak için ayağımızda kramponlarla tırmanmak zorunda kalıyor yer yer de karların erimesiyle oluşan su kanallarındaki küçük şelalerden geçiyorduk.

Buzulun çıkışına yaklaşırken artan eğimle birlikte su-buz kanallarından geçerken…
Buzulun çıkışında 3300 metrede henüz tamamıyla açılmamış olan ana çatlak geçilirken…
Küçül Buzulun ardından rota üzerindeki kaya setlerini aşmak için kramponlarımızla kar-buz ve kaya kulvarlarını geçmek zorunda kalıyorduk..

İrtifa aldıkça dönüp arkamız baktığımızda eğimin de etkisiyle boşluk hissi iyice kendini göstermeye başlıyordu ve tırmanışımıza arkamızda bıraktığımız Kaçkarların müthiş manzarası ile devam ediyorduk.

Rota üzerinde yükselip parkuru yarıladığımızda 3600 metrelerde boşluk hissi iyice kendini göstermeye başlıyordu…

Yaklaşık 7 saatlik tırmanışın ardından havanın bozarak sisle kapanması bizi biraz tedirgin etse de 3800 metrede kuzey klasik sırt rotasına bağlanarak parkurun zor bölümünü geride bırakıyorduk. Tırmanışımızı kağıt üzerinde planlarken Küçük buzul rotasından çıkıp kuzey klasik hattan inişimizi planlıyorduk fakat 3800 metrede klasik hattına bağlandığımızda arka tarafta klasik rotadaki karların henüz erimediğini gördük.

3800 metrede kulvardan çıkıp kuzey klasik rotaya bağlanıldığında bizleri mevsim sonu olmasına rağmen hala erimeyen kar kulvarları bekliyordu…
Zirveye giden son etapta yumuşak ve oldukça batan kar kulvarı tırmanışın son metrelerinin oldukça yorucu geçmesine sebep oluyordu…

Yoğun ve mevsim sonu olması nedeniyle bozulan kar yapısının oldukça fazla çığ riski içermesinden ötürü dönüş rotamızı Büyük Buzuldan inerek gerçekleştirmeye karar verdik. Havanın gittikçe bozuyor olması ve tırmanışın beklediğimizden uzun sürmesi kalan zaman açısından bizi biraz tedirgin etse de artık önümüzde oldukça kolay 200 metrelik zirve hattı bizi bekliyordu. 20 dakikalık tırmanışın ardından artık saat 14:00’da 3937 metrelik Kaçkar Dağı’nın zirvedeydik ve oldukça zorlu bir tırmanışı geride bırakmanın başarısıyla tüm ekip olarak birbirimizi kutluyorduk.

 

10 saatlik tırmanışın ardından ekip olarak bulutların üzerinde,3937 metrelik Kaçkar dağının zirvesindeyiz…
Sezonun ilk tırmanışı olması sebebiyle zirvede ilk işimiz bütün bir kışı geride bırakan Türk bayrağımızı yenisiyle değiştirmek oldu, bir yandan da zirve defterine faaliyetin notları düşülüyordu…

Zirve defterini incelediğimizde yaptığımız tırmanışın 2012 yılının ilk tırmanışı olduğunu görüyoruz ve ardından yanımızda getirdiğimiz Zirve bayrağı ile bütün bir kışı geride bırakan yıpranmış Türk bayrağımızı yenisi ile değiştiriyoruz. Zirvede geçirdiğimiz yarım saatte güzelce dinlenip bir şeyler atıştırdıktan sonra fotoğraflarımızı çekilerek daha da geçe kalmadan güneye,Büyük Buzul rotasına doğru inişe geçiyoruz.

Dönüşe geçmeden önce zirve bayrağı ve kulübümüz Karadeniz Teknik Üniversitesi Dağcılık Ve Kış Sporları Kulübünün ( KTÜDAKS) bayrakları ile hatıra fotoğraflarımızı çekiliyorduk…

Haziran ayı olmasına rağmen dağda hala tehlikeli derecede kar bulunması bizleri oldukça şaşırtıyor, ve arkamızda bıraktığımız tırmanışın yorgunluğuna rağmen dikkatli bir biçimde bir türlü açmayan havada sisler içinde çığ parkurlarından geçerek saat 17:50’de Büyük Buzul’un Kapı geçidine varıyoruz.

 Zirveden dönüşümüzü dağın güney yüzüne yönelerek büyük buzul rotasından yapmayı planladık…
Dönüş yolunda bir türlü açılmayan havada dağın güney yüzünde sisler içerisinde labirenti andıran kar kulvarlarında inişimize devam ediyorduk…
Haziran ayı olmasına rağmen dağdaki kar yapısı ve kalınlığı çığ parkurları açısından risk oluşturarak inişimizi yavaşlatıyordu…

Havanın bir türlü düzelmeyişi ile dönüş yolunda buzul inişinde karanlığa kalma ihtimalleri üzerine bir durum değerlendirmesi yapıyoruz ve 3600 metrede bivaklamaktansa tüm riskleri göze alarak dikkatli bir biçimde inişe geçmeye karar veriyoruz. Yaklaşık 1 saatlik bir buzul inişinin ardından karanlığın çökmesi ile birlikte buzuldan çıkıyoruz, heybetli kütlesi ile Kaçkar dağını arkamıza alarak alacakaranlıkta gerçekleştirdiğimiz 1 saatlik yürüyüşle 15 saatlik zorlu bir tırmanışın ardından tekrar kamp alanımıza varıyoruz. Kamp alanında bizi üniversite kulübümüz KTÜDAKS’ın eski mezunlarından oluşan oldukça kalabalık bir grup karşılıyor ve hep birlikte akşam yemeklerimizi yiyoruz.
Başarılı bir tırmanışı geride bırakmanın gururuyla çadırlarımıza çekilip uyku tulumlarımıza giriyoruz ve tüm yorgunluğumuza rağmen yüzlerimizde bir tebessümle çok zaman geçmeden hepimiz uykuya dalıyoruz…

Kaçkar Dağlarına başarılı bir tırmanışın ardından yeni planlar ile veda ederken, oda bizleri muhteşem manzarası ile uğurluyordu…
14.06.2012
Hüseyin ADANUR

Bir cevap yazın